27 Şubat 2013 Çarşamba

Kısa Metraj Film...

İnsan sevdiğinden bir "Güle Güle" ile ayırmamalı bence. Bırakmamalı insan sevdiğini, vazgeçmemeli. Bırakmamalı elini o son saniyede. Sıkı sıkı tutmalı, o son saniyede deyivermeli eğer diyecekse, biriktirmemeli sevgilerini, biriktirmemeli hislerini, birden ağzında çıkaravermeli, kalbi yerinden çıksa da "Seni Seviyorum" kelimesini...

Çıkarıvermeli ki, delmesin o acı yüreğini, kanatmasın yarasını, bir gülistan olabilecek yerler, bozkırlara dönüşmesin, güller yerine dikenler bitmesin gönüllerde. Bir anla başlayan sevgi bir anla bitmemeli. Bir ömür sürmeli...

Belki ilk görüşte belki tanıyarak sevdi seven, kalp bir kere sevdiyse anlar ona yıllar gibi gelmeye başlamıştır bir kere. Kızmamalı, kötülememeli çünkü seven severken elinde değildi kalbinin çarpıntısı, gözlerinin gülüşü...

Bitirmemeli yönetmeni o kısa metrajlı filmi, olabilecek en gereksiz sonla, kavuşmalı Ferhat Şirin'e dağları delerken o gürz ile kıymamalı canına Şirin'i öldü diye. Mecnun düşmemeli çöllere Leyla'sının sevdasından, illa ki ölüm buluşturmamalı sevenleri. Sevenler bu dünyada da gülmeli.

E hadi be yönetmen bir kere de güzel bitir şu filmi, Leyla kavuşsun Mecnun'una, Şirin ve Ferhat, Tahir ile Zühre bir masal olmaktan çıksın, bırak bu seferki filmin sonunda da AŞK kazansın...

25 Şubat 2013 Pazartesi

Aşk ulu bir çınar misali...

Sevgi nedir, neden sever insan ? Neden seçer sevdiğini ? Neden illa ki sevmek ister ? Neden kalbini bambaşka birine emanet etmek zorundadır ? Yaratılış gereği mi doldurmalıdır yüreğini ? Neden rahatsızlık verir, neden acır boş bir kalp ?   Ya da bos kalır mı kalp ? Yoksa hep sever mi birilerini farkında olmadan ? Sevmeli midir sürekli ? Vaz mı geçmelidir sevmekten, sevilmekten ?   Ya da inadına sarılmak mı gerekir ? Peşinden koşmak mı gerekir aşkın ?

Aşk insan icin su gibi vazgeçilmez mi olmalıdır ? Aşk huzur icin bir araç mıdır yoksa amaç mı olmalıdır ?   Aşk sevgiliye mi olmalıdır,  yoksa aşkın kendisine mi ? Aşk kalbi hızlandırdığı sürece mi aşktır.  Yoksa kalp dursa dahi baki midir yeri ? Gelip gider mi bogazdan geçen gemiler gibi, yoksa kok mu salar koskoca bir ömre ulu bir çınar gibi ?

9 Şubat 2013 Cumartesi

Artık Her Gecemin Sıfatı "Hüzünlü"...

Belki de iki şey isterdim bu hayatta sana deli gibi aşık olduğumu avaz avaz bağırmak ya da usulca yaklaşıp sarılıp sakinleşmek, kim bilir belki hep bir hayal olarak kalacak, belki hiç yasanmayacak ama güzel olacak hafif acıtacak, ama ağlattığı kadar da güldürecek.

Ah bir bilsen, bir görsen. Bil ki bende o cesaret yok, severim söyleyemem, ağlarım gösteremem, söylerim dinletemem. İşte o zaman sadece susarım...

Evet hayatın bir tarafı benim için fazla eğlenceli,  ama diger yüzü bir o kadar melankolik. Sevmek bir yandan çok iyi, bir yandan çok çok kötü.

Ya seversem ve sevmezsen, ya olmazsa. Peki ben yine yere düşersem kalkabilir miyim acaba ? Dayanabilir miyim seni de öncekiler gibi kaybetmeye ?

Gülmek yetmez mi senin yanında ? Seviyorsam vakit senin yaninda su gibi geçmez mi ? Peki her zaman yanımda olsan tılsımı kaybolur mu aşkın ?

Anlaşılan o ki benim için mutlu olmak aşklarca uzaklıkta hâlâ. Anlaşılan o ki sana ulaşana kadar benim bütün gecelerimin sıfatı "hüzünlü"...