29 Mayıs 2013 Çarşamba

Arz-ı Ahvalim

Ay ortaya çıkardı o simsiyah gölgeni
Parlayan yıldızlarda gördüm haleni
Birkaç acı sözcük aktı dilimden,
Gözüm aradı ama bulamadı yareni.  

Esen rüzgar mırıldandı ezgini,
Bir selvide gördüm derin çizgini,
Bir yaprak sallandı oynadı yerinden,
Bozuldu hallerimin en sakin, en dingini.  

Çalkalandı denizlerin en engini,
Aradı bulamadı gücünün dengini,
Söktü ağaçları, kopardı çiçekleri yerinden,
Kararttı o mutluluk tablosunun rengini.

Kaç ?

Kaç gönül geçti gönlünden,
Ben sadece sana atarken?
Kaç defa gittin düşümden,
Martılar giden her vapura ağlarken?  

Kaç gözü gördü gözlerin?
Kaçına öyle iç geçirdin?
Söyle ey gül endamım,
Söyle kaç defa sevdin?

Kaç damla aktı gözümden?
Kaç cümle döküldü kalemimden?
Haydi durma söyle ey hüzn-ü canım,
Kaç ömür geçti ömrümden?

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Güneş Doğacak Sanmışım Da...

Meğer ne çok üzülmüş ne çok yanılmışım,
Aklıma hükmedip hep kalbimle tartmışım.
Bir rüyadan üzülerek uyanmışım da,
Meğer başka bir rüyaya doğru yol almışım.

Meğer yanlış istikamete sapmışım,
Arayıp arayıp doğru yolu bulamamışım.
Meğer ne çok yanlış yapmışım da,
Hepsini düzeltecek cesareti kendimde bulamamışım.

Meğer kalabalıklar içinde kendimi ben yalnızlaştırmışım,
Bana yaklaşmaya çalışanları çocukça kırmışım. Aslında avaz avaz bağırmışım da,
Hiç kimseye sesimi istediğim gibi duyuramamışım.

Meğer her şeyin iyi olacağına inanmışım,
Olmayacak şeylere olmayacak umutlar bağlamışım.
Gökyüzünde dolaşan bir ateş böceği görmüşüm de,
Yeni güne doğan Güneş gibi karşılamışım.

Güneş doğacak sanmışım da
Boşuna kendimi kandırmışım...

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Ne Mi Olacak Şimdi?

Doğan güneş aydınlatacak bulutlarla kararan günümü.
Sonra gece saklayacak yersiz hüznümü.
Kader verecek gözünü kırpmadan hükmünü,
Ve bir garip gözyaşları içinde okuyacak öykümü.

Bir yağmur yağacak yıkayacak yüzümü.
Gökkuşakları renklendirecek siyah-beyazdan ibaret ömrümü.
Belki farklı bir pencereye çevireğim gözümü,
Küçük bir çocuk geri verecek başkalarına çaldırdığım gülüşümü.

Bir fırça darbesi hoyratça silecek dünümü.
Bir ayna görmemi sağlayacak bugünümü.
Zaman geçecek, belki aylar belki yıllar.
O zaman cömert bir el verecek hakettiğim ödülümü.

Üzülmek yersiz, gün gelip melek çağıracak ölümü,
Bir aşık çalacak özenip bezenip büyüttüğümü,
Özenip bezenip büyüttüğüm koparmaya kıyamadığım,
Yalnızlığımı dallarına bağladığım o kırmızı gülümü.